''İSLAM MEDENİYETİNİN ÇEVRE MEDENİYETLERLE TEMAS SÜRECİ”

İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Dil Kültür Kulübü ve İADER iş birliği ile gerçekleştirilen “Arap Dili ve Edebiyatı Söyleşileri” dizisinin ikincisi zoom üzerinden online olarak düzenlendi. 

Kulüp Danışmanı ve İADER Başkanı Doç. Dr. İbrahim ŞABAN, etkinliğin açılışında yaptığı konuşmada, Atatürk Üniversitesinden Prof. Dr. Kenan DEMİRAYAK’ın konuşmacı olduğu ilk söyleşinin zoom üzerinden İ.Ü. Edebiyat Fakültesi YouTube kanalından canlı yayınlanmasının olumlu geri dönüşlerini almalarının kendilerini mutlu ettiğini belirterek,  etkinliklerin, Arap Dili ve Edebiyatı alanında yaptıkları bilimsel çalışmalar ve yayınlarla öne çıkan üniversite hocalarını yakından tanıma ve onların bilgilerinden öğrencilerin ve bilim dünyasının istifade etmesine olanak sağladığını söyledi. 

ŞABAN, ''İkinci söyleyişi konuğumuz Dicle Üniversitesinden Prof. Dr. Eyyüp TANRIVERDİ'dir. Hocamıza geçen yıl 20-25 Kasım 2019 tarihleri arasında 40 kadar İstanbul Üniversitesi öğrencisini, öğretim üye ve elemanları eşliğinde, Dicle üniversitesinde misafir ettikleri için tekrar teşekkür ediyorum.'' dedi.  

''SÖZLÜ KÜLTÜRDEN YAZILI KÜLTÜRE GEÇİŞ SÜRECİ İSLAMLA BAŞLAMIŞTIR''

Prof. Dr. Eyyüp TANRIVERDİ' ise yaptığı konuşmada, Sami kültürlerin tarihsel iletişim ve temas karakteri analiz edeceklerini ve İslam medeniyetinin ilk muhatabı olan Arap kültür ortamını farklı yönleriyle ele alacaklarını ifade etti.  

Samilerin genel olarak dışa dönük bir iletişim formasyonuna sahip olduklarını buna karşın kuzey araplarının içe dönük olduklarına dikkati çeken TANRIVERDİ, ''Dil kültür ve yaşam biçimi olarak necd de yaşayan bir kabileyi alıp götürüp o dönemin konstantiniyesinde veya medainine koysanız bu ona cazip gelmeyecektir. Bunlar yaşadıkları yere dönük olduklarından yaşadıkları yere de tutkundurlar. İslam medeniyeti ana istikametini oluştururken kendi öz karakteri içerisinde bir istikamet oluşturmuştur islamın çizdiği çerçevede ve temasa girmiş olduğu sahalardaki kesitlerdeki değerli görülen unsurları kendi potasına taşıyarak onlardan çok profesyonel bir şekilde yararlanmayı bilmiştir. Aynı zamanda bununla sözlü kültürden bir yazılı kültüre geçiş süreci telif süreci islamla başlamıştır.'' diye konuştu. 

Arap kültürü lehine bunun sağlayıcısının ilmi disiplinler oluşması sözlü kültürden yazılı kültüre geçiş sürecinin islam ile sağlanan bir karakter olduğunu dile getiren TANRIVERDİ, çeviriler kültürel anlamda bir uyanış vesilesi olsa bile bunu islam medeniyetinin ana damarlarından biri olarak değerlendirmenin çok riskli olduğunu iddia etti. 

TANRIVERDİ sözlerini şöyle tamamladı:

''Grek, Fars, Süryani, Sanskrit gibi kültür alanlarından yapılan çevirilerin de genel kabullerin aksine İslam medeniyetinin insanlık mirası olan bilgiye atfettiği kıymet kapsamında değerli hale geldi. Bu değerin de İslam medeniyeti içinde bu kaynaklara verilen öneme bağlı olarak sağlandığını biliyoruz.'' 

Öte yandan, PROF. DR. EYYÜP TANRIVERDİ 1972 yılında Şanlıurfa’nın Siverek ilçesinde doğdu. Lise eğitimini Siverek İmam Hatip Lisesi’nde tamamladı. 1996’da Selçuk Üniversitesi İlahiyat Fakültesi’nden mezun olduktan sonra 1998’de Dicle Üniversitesine araştırma görevlisi olarak atandı. 1999 yılında “Eski Arap Lehçeleri” adlı tezini tamamlayarak yüksek lisans programından mezun oldu. 2000-2004 yılları arasında İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesinde hem çalıştı hem de doktorasını tamamladı. 2010’da doçent, 2015’te profesör oldu. Rektör yardımcılığı gibi idari görevlerde de bulunan TANRIVERDİ’nin İslam medeniyeti, Sami dil ve kültürleri ile Osmanlı dil ve kültürü alanında çok sayıda ulusal ve uluslararası düzeyde kitap ve makale çalışması bulunmaktadır.